Getting your Trinity Audio player ready...
|
Kremerata Baltica orkestrasının 12 Mart’ta vereceği konseri pandemi nedeniyle provada iptal etmek zorunda kalan Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, 2 Ekim’de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO)’nın konseriyle açıldı. CRR, Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur’un azmi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 2020-2021 kültür sanat sezonunda ulusal ve uluslararası birçok sanatçı ve topluluğu sahnesinde ağırlamaya devam edecek.
Cem Mansur ile pandemi koşullarında salonu ve programı nasıl hazırladıklarını konuştuk.
– Salonu yüzde 60 doluluk oranıyla mı açtınız?
CRR için yüzde 60 bile fazla. Genelgelerin izin verdiği nedir? Mümkün olan nedir? Dinleyicimize karşı neyi yapmak doğrudur? Bütün bunların dengesi önemli. Bu süreçte dünyadaki salonları epey izledim. En büyük fark kamu desteği olan bizim gibi kuruluşlarla bilet satarak varlığını sürdüren kuruluşlar arasında. Sanat çok kırılgan bir alan, kamu desteği çok bir büyük avantaj. Tabii tasarruflu kullanacağız, büyük orkestralar getirmeyeceğiz ama oldukça etkileyici bir programı bilet kaygısına düşmeden sunabileceğiz. Koltuklarımızı bir sıra dolu, bir sıra boş ve dolu sıraları da bir kişi atlayarak kullanacağız.
Sahnede nefeslileri birbirinden ve yaylılardan ayıran, gelecek yaz yapmayı planladığımız açık hava konserlerinde de kullanabileceğimiz rüzgâra dayanıklı, ağır pleksiglas kullanıyoruz. Tuhaf bir görünüm ama alışılıyor. CRR’deki elektronik akustik sayesinde bu koşullarda da seyirci iyi bir konser dinleyebiliyor.
– Niçin açık hava konseri?
Genelde açık hava konserleri sesin yansıması bakımından ideal şartlara sahip olmadığı için istenmez. Ama bambaşka bir atmosfer yakalanıp, çok sayıda insana ulaşılabiliyor. Gelecek yıl senfonik müziği tanıtıp sevdirecek birkaç popüler klasik konser yapmak istiyoruz. Müzik her ne kadar açıklanamayacak bir mucize olsa da herkes zevkle dinleyebilir. Dolayısıyla sadece pandeminin getirdiği bir zorunluluk değil…
– Seyircinin güvenini sağlamak için başka tedbirler de alındı mı?
Temiz hava sistemi, her konserden sonra salonun tam dezenfektanı, güvenli oturma düzeni, konserlerin arasız ve 60 dakikayı aşmıyor olması, el programı, vestiyer ve kafenin olmaması, maske ile izleme gibi tek temasın müzikle olacağı tedbirler aldık. Bütün bu bilgilerin olduğu “Açılıyoruz” filmi Instagram’da da var.
Aslında bilim insanlarının açıkladığı gibi klasik müzik ve opera seyircisi bilinçli ve konser dinlemek kolektif değil, bireysel bir ihtiyaç. Tedbirler alındığında markete gitmekten daha güvenli.
– Programda hangi sanatçı ve topluluklar var?
Ekim ve kasım ayı programımızı sitemizde yayımladık, basımını da yapıyoruz. Biletlerimiz satışta. CRR’de etkinlikler İDSO konseriyle başladı. Küçük bir orkestrayla da olsa aylar sonra bu sahnede müzik yapıldı. Gautier Capuçon gibi önemli bir soliste eşlik edildi. Çok mutlu oldum. CRR müziği, sanatı paylaşmak, daha çok insana anlatmak, ulaştırmak, yeni projeler yapmak açısından önemli bir platform. Bu projelerden biri de sanatçı portresi konserleri.
– Sanatçı portrelerinde amaçlanan nedir?
Amaç büyük müzisyenleri farklı yüzleriyle sunmak. İlkinde on yıllardır kariyerinin zirvesinde olan keman virtüözü Viktoria Mullova var. Mullova, 19 Ekim Pazartesi günü saat 18.00 ve 20.00 seanslarında yöneteceğim CRR Senfoni Orkestrası eşliğinde Prokofiev’in 2. Keman Konçertosu’nu seslendirecek. Ardından, 20 Ekim Salı günü 18.00 ve 20.00’de çok farklı bir repertuvarla oğlu kontrbas sanatçısı Misha Mullov – Abbado ile birlikte “Music We Love” başlıklı bir konser daha verecek. Kasım ayında Kanadalı keman virtüözü Lara St John gene kontraslı iki programla sahnemizde olacak.
– İki seanslı konserlerin sebebi 65 yaş kısıtlaması mı?
Evet. Konserleri çoğunlukla hafta içi iki kez yapacağız. İlki 65 yaş 20.00’de evinde olabilsin diye 18.00’de başlayacak, ikincisi 20.00’de. Hafta sonu saat 17.00’de tek konser. Çünkü onları kapıdan çeviremeyiz. Zaten çok incindiler. Gençler her iki saatte de gelebilir. Bu şekilde daha çok seyirciye de ulaşabileceğiz. Ama şimdi amaç bu değil. Altı haftalık bir deneme süresinde sanatseverlerin güvenini kazandığımızı görürsek hafta sonu da daha çok kişiye ulaşmak için iki konser koyabiliriz. Aralık programımız hazır olduğu halde açıklamadık çünkü önümüzü görmek istiyoruz. Her an mücbir sebep çıkabilir.
– Akbank Oda Orkestrası ve tematik festivaller deneyimi küçük topluluklar için program hazırlamanızı kolaylaştırdı mı?
Büyük orkestra için olmayan çok harika eserler var. Bazen en yaratıcı oldukları dönem belli kısıtlamalar içinde yazdıkları dönemdir. Her zaman bestecinin elinde dört korno, on altı birinci keman yok. Bunun en güzel örneği Stravinsky’nin “Askerin Öyküsü” dür.
Pandemi şartlarının zorladığı mesafeli çalış yeni eserler yaratacağı gibi farklı bir dinleme kültürüne de yol açıyor. Sanatçıların hem birbirini duyma hem de şefin hareketini algılama boyutları değişiyor. Koşullar zor ama “orada biri var, onu duyamazsam temiz çalamam” diyen sanatçının birbiriyle teması gelişiyor.
“Mansur, konserleri çoğunlukla hafta içi iki kez yapacaklarının altını çiziyor. Mansur, “İlki 65 yaş 20.00’da evinde olabilsin diye 18.00’da başlayacak ikincisi 20.00’da. Hafta sonu saat 17.00’da tek konser. Çünkü onları kapıdan çeviremeyiz. Zaten çok incindiler. Gençler her iki saatte de gelebilir. Bu şekilde daha çok seyirciye de ulaşabileceğiz” diyor.”
ÖĞRENCİLERLE MASTER CLASS
– Gençler için öneri ve projeleriniz var mı?
Eğitim biçimi ne olursa olsun eser öğrenmelerini istiyor, meraklı, iştahlı olmalarını teşvik ediyoruz. Müzisyeni zenginleştiren budur.
Mayıs ayında önemli bir oda müziği topluluğunun birkaç gün öğrencilerle master class yapması projem var. Ama yüz yüze çalışma koşulları oluşmadan onu kesinleştirmek istemiyorum.
Asıl amacım da konservatuvar mezunlarına orkestra imkânı yaratmak…
– CRR için B planınız var mı?
Bu koşullarda B, C plansız hiçbir program tasarlanamaz. Salona seyirci alınmaması kararı alınsa da sahneden online olarak aynı programı uygulamaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Daha ötesinde zaten market, okul bütün her yerin kapatılması gerekir.