Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Yeni Soluk yazarı usta gazeteci Mustafa Dolu ve Yeni Soluk Yayın Kurulu Başkanı Hasan Hınıslı’ya konuştu. CHP içindeki son dönemde gündeme gelen tartışmalara da değinen Gürsel Tekin, “Tayini (atamayı) kaldırın, kavgayı bitirin” diyerek diyerek parti içi demokrasi formülünü açıkladı. Tekin, son dönemdeki CHP’den istifa eden üyeler konusuna da değinerek eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’a sahip çıktı. “Barış Yarkadaş yüzde yüz CHP’lidir” diyen Tekin, “Yarkadaş CHP’ye yakıt ikmali için gelmiş biri değildir, CHP’li doğmuştur, babası CHP şehidi, amcası CHP gazisidir” dedi.
Tekin, kurultay sürecine damga vuran belediye başkanları konusuna da dediğinde röportajda “Cumhuriyet Halk Partisi’nin en büyük belalarından birisi belediyeler, örgütler ve milletvekilleri arasında yaşanan çatışmadır” ifadesini kullandı.
İşte gündeme damgasını vuracak o röportaj:
Hasan Hınıslı: Barış Yarkadaş’ın paylaşımları sosyal medyada ve basında genişçe yer buldu. 12 bin üyenin istifa ettiğinden bahsetti, kendisine yönelik de resmi ağızlardan bazı cevaplar verildi, bazı üyelerin öldüğü, üye sayısının arttığı söylendi. Ne düşünüyorsunuz?
Gürsel Tekin: Birçok partide istifalar var. AKP’de de büyük sayıda istifalar yaşandı. Muhalefet partilerinde de istifalar var. 81 ilde bütün tabloyu biliyorum. Kim istifa etmiş, kim etmemiş bu belli. Burada önemli olan üye sayısının artması değil. Yıllarca CHP’ye hizmet etmiş, bu ailenin bir parçası olmuş insanların neden istifa ettiği. Rakamı boş verin, 3 kişi dahi istifa etse, biz bu insanların neden istifa ettiğini sorgulamak, kalpleri kırılmışsa onların gönüllerini almak zorundayız. CHP’nin 1 kişiyi bile kaybedecek lüksü yok. Böyle bir dönemde 3 kişi gitti 5 kişi geldi diye konuşmak CHP’ye yakışmaz. Barış Yarkadaş, önce iyi bir gazetecidir. Hatası eksiği olabilir ama CHP’ye yakıt ikmali için gelmiş biri değildir. CHP’li doğmuştur. Babası CHP şehididir. Amcası CHP gazisidir. Babası bu mücadelede ölmüş, amcası sakat kalmıştır. Rahmetli babaannesi rahmetli Bülent Ecevit’e isim anneliği yapmıştır, Karaoğlan adını vermiştir. Kendisi CHP milletvekilliği yapmıştır. Yani yüzde yüz CHP’lidir. Gidişat onu rahatsız ettiği için bir CHP’li olarak önemli bir uyarıda bulunuyor. Yöneticilerin başkalarında kusur arama hakkı yoktur. Yöneticiler kusurları, hataları ortadan kaldırırlar. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit bile eleştirileri dinleri, değerlendirir, ona göre hareket ederdi. Bu bizim kültürümüzde var. Bu kültürü yok etmek, adeta eleştirilmemeyi talep etmek kimsenin hakkı değildir. Sayın Genel Başkanımdan rica ediyorum; parti yöneticileri kusur aramasın, kusur gidersin!
Hasan Hınıslı: CHP “Hedef İktidar” sloganıyla Kurultayını gerçekleştirdi ancak Kurultay’dan sonra başlayan tartışmalar hala bitmedi. Siz ne diyorsunuz?
Gürsel Tekin: Benim hayatım CHP’de geçti. Bu aile içerisinde büyüdüm. Sayısız Belediye Başkanı ile birlikte çalıştım. Ahmet İsvan, Aytekin Kotil gibi Belediye Başkanlarımızın olduğu günleri de, hiçbir belediye başkanımızın olmadığı günleri de gördüm. Hiçbir belediye başkanımız kimin Parti Meclisi’ne gireceğine, kimin girmeyeceğine asla karışmazdı. Belediye Başkanı’nın işi parti içi siyasete karışmak değildir, halka hizmet etmektir. Belediye Başkanı kamu görevlisidir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışmayan tabloyu hemen söylemek istiyorum, çok da üzüldüm. Parti Meclisi’ne seçilip seçilmemenin hiçbir önemi yok. Ben seçilmiş biriyim zaten milletvekiliyim. Dolaşıyorum geziyorum gitmediğim yer yok, kimin derdi varsa derdine koşmaya çalışıyorum. Yani üstüme düşen ne varsa yerine getirmeye çalışıyorum. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Kurultay’ına giderken sağda ve solda belediyelerin tezgahlarını görünce vallahi içim sızladı diyebilirim. Ben 2011 yılında Sayın Genel Başkan’a ilk MYK toplantısında dedim ki: “Sayın Genel Başkanım sizden ricam nasıl ki hep yasama, yürütme, yargı deriz ya; kurumlar da birbirine müdahale etmesin, sağlıklı yürüsün. Cumhuriyet Halk Partisi’nin en büyük belalarından birisi belediyeler, örgütler ve milletvekilleri arasında yaşanan çatışmadır. Bu çatışmayı ortadan kaldırmanın tek bir yöntemi var. Ben İstanbul il başkanı olduğum dönemde bu modelin çok başarılı bir model olduğunu ifade ettim. Bunu bütün Türkiye’ye yayalım. Yani sizin direk muhatabınız il başkanlarıdır. Belediye başkanlarımız kamu görevi yapıyor. Tabii ki en iyi şekilde belediyecilik yapsınlar biz de her türlü desteği verelim. Ama asli görevini bırakıp zabıtasına yönetir gibi örgütü dereceyi yönetmeyi kalkışırsa işte o zaman CHP’ye çok yazık olur.” Çok uğraştım ne yazık ki başarılı olamadım. Bu hastalık hala devam ediyor. Herkese de şunu hatırlatmak isterim. Hani bir deyim var ya “insanlar cehennemi görmeden cennete inanmaz” 1989’da Türkiye’nin dört bir yanında ön seçimler yapılarak belediye başkan adaylarımız seçilmişti. Ve 67 Vilayetim 46’sında SHP biliyorsunuz belediyeleri aldı. Kayseri’sinden Sivas’ından aklınıza gelebilecek Türkiye’nin bütün belediye başkanları bizdeydi. Ne oldu da biz kaybettik? Şirketler sürekli bilanço yaparlar, yılsonu kar ve zarar bilançosu. Siyasi partiler kazandıklarının da kaybettiklerinin de bilançosunu yapmazlarsa o zaman çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. SHP döneminde bu yaşandı. Şimdi aynı hastalığa yakalandık. Bu hastalıktan bizim partimiz kurtarmamız lazım. Kurtarmadığımız zaman kimin seçilip seçilmediğinin hiçbir önemi yok.
Mustafa Dolu: Üyelik sisteminde de sorunlar var. Mahalle delegelerinden başlayarak delege seçimlerinde anti demokratik olaylar yaşanıyor. Bu durum nasıl düzeltilebilir?
Gürsel Tekin: Çok basit çok kolay. Bir kere Cumhuriyet Halk Partisi 83’ten itibaren siyasi parti yasasını değişmesi için çok ciddi çaba sarf etti, ama takdir edersiniz ki güç kimin elindeyse ancak o değiştirebilir. Mevcut iktidarların hiçbirisi Kenan Evren’in kendilerini sağlamış olduğu avantajlardan vazgeçmek istemedi. Yani atama sistemi. Bu atama sistemini siyasi partiler çok sevdi. Bütün bunu kim bozabilir? Cumhuriyet Halk Partisi bozabilir.
Bakın CHP’nin tarihine örneğin ülkemizde çok partili sisteme Cumhuriyet Halk Partisi götürmüştür demokrasinin önünü Cumhuriyet Halk Partisi açmıştır bu siyasi partiler yasası ucubesine de Cumhuriyet Halk Partisi son verebilir. Çok basit. Yarın sayın Genel Başkanımız bir genelge ile bile bunu halledebilir bakın tüzük değişikliğine falan gerek yok. Sayın Genel Başkanımızın yayımlayacağı bir genelge şu; “Sevgili yol arkadaşım, Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olarak başımızın tacısın seçme hakkını kullanmak istiyorsan her ay istisnasız 1 TL para ödeyeceksin. Benim maksadım senin bir liranı almak değil, benim maksadım senin varlığın hissetmektir” diyecek. “Hayır ben seçme hakkını kullanmak istemiyorum” diyebilirsin. Buna da saygı duyuyorum. Eğer seçme hakkını kullanmak istiyorsanız bundan sonraki yani önümüzdeki seçimde Belediye Seçimleri, İl Genel Meclisi, Belediye Meclis Üyeleri, Milletvekili bütün bunların kararını sen vereceksin” dediğiniz zaman devrim yaparsınız. Akın akın insanlar partiye gelir. Hayır; “bütün bu tayini sistemini ben Ankara’da kullanacağım” derseniz o zaman zaten iyi olmanın bir anlamı, bir manası kalmıyor. Yani siyasi partilerde üyelerin istifa gerekçesi sadece partilerine olan kızgınlığından değil, anlamsız hale geldiği için. Bunu siz anlamlı hale getireceksiniz. Bir Alman belediye başkanı nasıl, İngiliz milletvekili, İngiliz belediye başkanı nasıl seçiliyorsa, Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanları, vekiller böyle seçilecek. Çok rahatlıkla bunu takip ettiğiniz zaman bir oy patlaması aynı zamanda da bir üye patlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz
Hasan Hınıslı: Kurultay sonrasında bazı önemli tartışmalar çıktı. Bazı Genel Başkan Yardımcılığı yapmış kişilerin özel bir liste hazırlanarak çizildiği yönünde açıklamalar yapıldı. Bu konular hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gürsel Tekin: Burada üzücü olan bir şey daha var bu kongrede belli Belediye Başkanları dışında kimsenin etkisi olmadı. Birkaç belediye başkanı kimin seçilip seçilmeyeceğine karar verdi. Bunu hepimiz biliyoruz. il başkanları bazı şeyleri kendilerine mal edip “ben yaptım ettim” dese de durumun böyle olmadığını herkes biliyor. İsterdim ki il başkanlarının etkisi olsun, örgüt hiyerarşisi bunu gerektirirdi. Ben de il başkanlığı yaptım, benim il başkanı olduğum dönemi sizler de bilirsiniz. Bir model koymuştuk o modeli kimse uygulamadı. Uygulamak istemiyorlar. Örneğin Cumhuriyet Halk Evleriyle (CHE). Biz şehrin en ücra noktalarına kadar girmiştik. Örgütle belediyeler arasında asla kavga olmazdı. Örgütün kendi arasında bir kavgası olmazdı. Seçmene de bazen haksızlıklar yapılıyor. “Efendim işte biz her şeyi çok doğru söylüyor, yapıyoruz ama bu seçmen bize oy vermiyor.” Bunu anlayamıyorum. Bir siyasetçinin böyle cümleler kullanmasına gerçekten şaşırıyorum. Mesela, yine bir bilanço yine bir hesaplama yapılamadı? Ne oldu da yani Esenyurt’ta devrim niteliğinde oy alırken Bağcılar’da, Pendik’te oylarımız artarken, kendi kalelerimizdeki oy eksikliğinin sebebi nedir diye sorulmaz mı? Eğer bunu sorarsanız bir daha bu kusuru işlemezsiniz. Kimse sormadı, kimse yapmadı. İki ilçemizi kaybettik. Silivri ile Çatalca’yı kaybettik.
“TAYİNİ KALDIRIN KAVGAYI BİTİRİN”
Mustafa Dolu: Genel başkanı Kılıçdaroğlu da diyor ki, oda siyasi partiler kanununa bağlıyor gerekçesini. Ama siyasi partiler kanununu aşmak çok kolay bu Genel Başkan’ın elinde buyur kardeşim ben ön seçim yapıyorum desin neden demiyor?
Gürsel Tekin: Parti bu kararının arkasında duracak. Efendim şu denilebilir bunları zaman zaman tartıştık. Geniş katılımlı üye de bu seçimi yaparsınız buna biri gider itiraz ederse, iptal eder. Etsin. İptal edilen listede kim seçilmişse onları atama listesine alırım. Bitti, bu kadar basit. Yani her işin bir çaresi var. Tayini kaldırın kavgayı bitirin. Bu kadar basit.
“13 MADDEYİ KİM BİLİYOR?”
Mustafa Dolu: Türkiye ekonomik darboğazda dış politikada büyük gerginlikler var, ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz dolayısıyla iktidar partisi AKP’den de büyük kopuşlar var ama bu kopuşları muhalefet partileri özellikle de CHP değerlendirebiliyor mu?
Gürsel Tekin: Çok haklısınız. Dünyanın her yerinde sadece bize mahsus değil ekonomide bir bozulma olursa seçmen desteğini çeker. Bu böyledir Avrupa’da da böyledir, Asya’da da böyledir, Rusya’da da böyledir, her yerde böyledir. Türkiye’de şu anda 2018 yılı itibari ile sokağa bilen, esnafı bilen, onları ziyaret eden, bir insan olarak söylüyorum 2018 yılından itibaren çok ağır bir ekonomik kriz hızla geldi ve devam ediyor. Üstüne de Pandemi geldi. Gerçekten büyük bir perişanlık var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak ilk önce şunu söyleyeyim CHP belki hiçbir partinin yapamayacağı işleri yaptı Türkiye’nin önümüzdeki 50 yılda bakın bir seçimden bir seçime değil 50 yıllık projelerini yaptı. Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin 2015 yılındaki açıklamış olduğu projelere baktığımızda sadece bizlerin değil bütün siyasi parti mensuplarının hayranlıkla baktığı hatta mevcut iktidar partisinin dört tanesini hayata geçirdiği projelerden bahsediyorum. Ama bu projeleri parti yöneticileri bilmiyorsa bile vatandaşın hiçbir kusuru yoktur. Bakın daha yaklaşık iki ay önce sayın genel başkanımız kurultayda devrim niteliğinde 13 madde açıkladı. On üç maddeyi kim şimdi biliyor? Olmaz. Bakın şu anda ismini veremeyeceğim bir içecek var hiç rakibi yok tek bir içecek markası her akşam reklamlarda onu görüyorsunuz niye hafızalarda kendini yeniliyor. Halbuki millete biz kendimizi anlatmıyoruz. Tüm örgütümüzle bunu yapmamız lazım. Millet CHP’yi ancak Tayyip Erdoğan’ın bildiği kadar anlatma şansı var. Cumhuriyet Halk Partisini rahmetli Özal ne kadar anlatmışsa, Demirel ne kadar anlatmışsa, Tayyip Erdoğan ne kadar anlatmışsa halk O kadarını biliyor. Bize yazık günah değil mi?
Mustafa Dolu: Halk CHP içerisinde bize dokunan politikayı Gürsel Tekin yapıyor diyor.
Gürsel Tekin: arkadaşlarımdan ricam suçu, sakın ha, AKP şunu yaptı bunu yaptı bunu anlatmayın kardeşim. Bunu halk zaten yaşıyor, biliyor. En acımasını yaşıyor hem de. Sen ona gidip ne yapacağını anlatacaksın, projelerini anlatacaksın.
Mustafa Dolu: Son olarak şunu sormak istiyorum Altı yıl sonra bu Kobani olayları gerekçesiyle şimdi yeniden soruşturma başlatıldı. Bununla ilgili görüşünüz nedir?
Gürsel Tekin: Bir siyasi partiye bu kadar baskı yapıyorsunuz, liderini tutuklanmışsınız Buna rağmen o siyasi partinin oyları yükseliyorsa kendinizde de bir eksik arayacaksınız. Siyaset kapısını kapatırsanız esasında başka kapılara destek olmuşsunuz demektir. Bırakın HDP rahatça siyaset yapsın, derdini anlatsın. Kürt vatandaşlarımız HDP eliyle “Bizim bu ülkede bir derdimiz var” diyor. Sen partiyi de kapatsan o dert orada kalır. Milletin sesine kulak vermeliyiz. HDP 6 milyon oy almış yasal bir siyasi partidir. HDP’ye yönelik her anti demokratik saldırı, demokrasimize yönelik bir saldırıdır. Sandığa, milletin iradesine ve milli iradenin temsilcileri olan siyasi partilere herkes gereken saygıyı göstermek zorunda.