1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. CHP de Yönetim mücadelesi

CHP de Yönetim mücadelesi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

1960’dan beri yaşadığımız deneyimler sonucunda, Türk halkı da, Türk solu da, bir belirli siyasal olgunluk düzeyine erişmiştir. Bu olgunluk, geçmiştekinden hayli değişik siyasal talepleri, istekleri, siyasal beklentileri yaratmış, bir bakıma, karşılanması daha zor bir “talep” olmuştur: seçmen, kamuoyu ve CHP üyesi, yaşadığı bunca tecrübeden sonra, artık CHP’den daha tutarlı, daha ayrıntılı, daha düzeyli, “yanıtlar” beklemektedir. Geçmiştekinin aksine, sadece “hedefler”, sadece “niyetlerle”, sadece pırıltılı “sloganlarla” yetinmemektedir. Seçmen, kamuoyu ve CHP üyesi. Somut ve ayağını yere basan “çözümler”, maddi kaynakları hesaplanmış “değişim projeleri”, hem solcu hem de gerçekçi olan “alternatif politikalar” istemektedir. Sadece neyin yapılacağını değil, “nasıl” yapılacağını sormaktadır.

 

Özet olarak, CHP’liler ve parti yönetimleri, karşılanması çok daha fazla zahmet isteyen, yaygın siyasal katılımı gerektiren, siyasal planlama ve programlamayı zorunlu kılan, “seviyeli” bir taleple karşı karşıyalar..

 

“Sorunların temeli buradadır: seçmenden, kamuoyundan ve parti üyesinden kaynaklanmış “talep” hızla seviye kazanmıştır ama, partinin yapılanması ve particilik, yöneticilik pratikleri, söz konusu talebin zorunlu kıldığı düzeye yeterince çıkamamıştır. Başka bir deyişle, “talep” gelişip nitelik değiştirmiştir; talebi karşılayacak “arzı” gerçekleştirmek durumunda olan parti yapılanması ve anlayışları, yeterli ölçüde gelişmemiştir. Yeni “talebi” karşılayacak seviyeli çözümler ve politikalar üretmek ancak ileri, çağdaş particilik anlayışıyla, üyelerin katılımıyla, planlı-programlı çalışmalarla, çözüm üretmek esasına göre biçimlenmiş parti mekanizmalarıyla mümkünken, bu gelişim yeterince olmamıştır. Dolaysıyla, “yenileşen” siyasal talebi “eski tarz” particilikle karşılamak zorunluğu, belirtisi ve sonucu bir dizi anlamsız, yıpratıcı sorun olan çelişkiyi meydana getirmiştir.”

 

“Yönetim mücadelesi”, “genel başkanlık sorunu” gibi konuları, gereğinden fazla büyütmemek gerekir. Bunların her biri, sorunun kendi tabiatı içinde çözümünü bulur; grupların ve adayların azlığı ya da çokluğu, temelleri sağlam bir partide sarsıntı yaratmaz.

 

Sorun: Buna karşılık, sosyal demokrat ilkelerle çelişen “dışlayıcılık”, “suçlayıcılık”, “karalayıcılık”, “insanların kişiliğini yıpratma” gibi eğilimler, sarsıntıya değilse de üzüntüye, zaman ve enerji kayıbına yol açar.

 

Bir steril düzenler vardır bir de yaşayan keyfi düzenler olduğu gibi, yaşamın zorunlu kıldığı düzenler vardır. Düzen denilen şey çoğunlukla iktidardakiler tarafından dikte ettirilir. Bu ise gerçekte “düzen” değil, kargaşadır. Kendini kötüye teslim eden kişi, düzensizlik, ya da sözde düzen yaratır. Dünyadaki sefaletten ise düzensizlik yaratan insan sorumludur.

Cezmi Doğaner ( c.doganer@gmail.com )

CHP de Yönetim mücadelesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin