Deritex ile Tekstil İş’in tartışmasında çalışan kaybetmesin

 

Son günlerde ülkedeki iki büyük işçi konfederasyonuna bağlı iki sendika K.T Deri adlı işyerinde sendikal bir rekabet yaşıyor. İşyerinde örgütlü Türk-İş’e bağlı Deriteks sendikası 2017 yılında hızlı bir sendikal örgütlenmenin ardından toplu iş sözleşmesi yapıyor.

Sözleşme işyerinde o dönem çalışan yaklaşık 150 işçiyi kapsıyor. Zamanla işyerindeki işçi sayısı 200’e çıkıyor. Bu arada 2013 yılında yapılan işkolu birleştirmelerinin ardından deri ve tekstil işkolları birleşiyor. Böylece işkolu için 1.1 milyon işçilik bir işkolu doğuyor. İşkolunda toplam dört sendika örgütlü.

Türk-İş’e bağlı Teksif ve Deriteks, DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası ve Hak-İş’e bağıl Öziplik İş sendikası. Söz konusu sendikalardan önce ikisi baraj üstünde yer alırken sonra DİSK Tekstil’in de aşmasıyla üç sendika barajı aşar konuma geliyor. Deriteks ise baraj altında. Ancak yüzde birlik işkolu barajını aşamadığı halde söz konusu işyerinde toplu iş sözleşmesini yapıyor. Sözleşme 2018 yılı ocak ayından itibaren iki yıl geçerli.

REFERANDUM YAPILSIN

Sözleşme öncesi 120 gün önceden yetki başvurusu yapılan işyerinde, bakanlığa bir sendikanın daha yetki başvurusu yaptığı ortaya çıkıyor. İş yerinde iki sendika toplu sözleşme yapmak istiyor. Karşılıklı ithamlar var.

Örgütlü sendika, “işkolu yetkisi olmamasına karşın sözleşme yapabilmiştik. Üyelerin aklı neden yetki söylemiyle çeliniyor” derken, DİSK/Tekstil “işçinin bir sorunu olmasaydı bize gelmezdi. Biz burada örgütlenmek isteyen işçiye kapımızı kapatmayız” diyor. Tartışmalar uzuyor. Sendikalar arası görüşmeler yapılıyor.

Karşılıklı açıklamalar yapılıyor Deriteks, “Ancak barajla mücadele eden bir sendikanın tüm zorluklara rağmen toplu iş sözleşmesi imzalama başarısı gösterdiği bir işyeri önüne gelip, tümüyle savunduğu ilke ve değerleri çiğneyerek örgütsel propaganda yapan üye sendikasının yürüttüğü faaliyetleri görmezden gelmesi ve konfederasyon düzeyinde destek açıklamasında bulunulması sendikal hareket içinde hafızalarımızda uzun süre yer edinecektir” ifadelerini kullanıyor.

Aslında bu noktada yapılacak belki de en doğru şey, işçinin ne istediğini sormak ve bunu da kimsenin itirazına yer vermeyecek bir şekilde yapmak… Yani hangi işyerinde benzer bir sorun yaşanıyorsa, işçilerin iradelerini ortaya koyacak bir refarandum sorunun en açık çözümü olacak gibi görünüyor.

CENTİLMENLİK SÖZLEŞMESİ

Türkiye’de 2018 yılında, IndustriALL Küresel Sendika gözetiminde bir centilmenlik anlaşması imzalanıyor. Yukarıda saydığımız dört sendikanın da imza attığı anlaşmaya göre, bir işyerinde yapılımış bir toplusözleşme varsa, onun süresi dolana kadar ikinci bir sendikal örgütlenme yapılmayacak. İşçinin iradesini işveren ya da kamu değil, kendisi belirleyecek…

 

Exit mobile version