Getting your Trinity Audio player ready... |
Yahu gülüyorum ağlanacak halimize..
Böyle bir rezalet olabilir mi.?
Bir tarafta Korona salgını başladığından beri siyasi baskıya rağmen pembe bir tablo çizmeyen, yaşlıları ve gençleri
eve kapatan, gerçeğin farkında olduğu için sürekli ikaz eden, verilen sayılar tartışılır olsa da mevcut vakalarla bile her akşam yeni bir felaket açıklayan ve bu nedenle de yüzü hiç gülmeyen bir Sağlık Bakanı,
Bir tarafta fetva vermeyerek Kurban Bayramında bayram namazını, kontrolsüz kurban kesimini ve ölçüsüz bayram ziyaretlerini salgına rağmen teşvik eden bir Diyanet,
Bir tarafta yandaş yatırımcı baskısına dayanamayıp piyasa canlansın bahanesiyle son derece riskli ve bir anda her biri birer salgın yayma merkezine dönüşecek olan AVM’lerin açılmasına cevaz veren bir Ekonomi Bakanı,
Bir tarafta artık Korona kontrol altına alındı, vira bismillah turizm sezonunu ve sınırları açıyoruz diyerek yerli ve yabancı milyonlarca turistin tatil beldelerine, otellere, tatil köylerine ve deniz kenarlarına hücum etmesini sağlayan
Türkiye’nin en büyük turizm şirketinin sahibi bir Turizm Bakanı,
Bir tarafta Ayasofya ibadete açılacak, hamdolsun bu tarihi misyonu yerine getirme görevi bize nasip oldu, vira bismillah diyerek milleti alt alta, üst üste Sultanahmet meydanına yığan bir Cumhur İttifakı,
Bir tarafta 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda pandemi kuralları harfiyen uygulanacak deyip her nedense iş Malazgirt Zaferi kutlamalarına gelince coşkusunu gizleyemeyip milleti Malazgirt meydanına yığan, bununla da yetinmeyip aynı hızla soluğu doğal afet bölgesi Giresun’da alan ve halkı teselli edeyim derken bir anda çoşarak mikrofonu kaptığı gibi kürsüye fırlayan, afet alanını miting meydanına çeviren, önceden hazırlıklar yapılmış olacak ki heybedeki çay paketlerini dip dibe yığılmış kalabalığa fırlatan bir Cumhurbaşkanı,
Bir tarafta halaylar çekilmesin, düğünler ve merasimler yapılmasın, asker uğurlamaları felaketimiz olur, aman mesafeye dikkat, maskesizlere ceza kesilecek diye esip gürleyen, adeta biz hariç siz diyerek kanundan, kuraldan, cezadan bahseden bir İçişleri Bakanı,
Bir tarafta tüm bu fahiş olaylara rağmen sanki Korona’nın kaderi sadece okulların açılıp açılmamasına bağlıymış gibi komik bir şekilde bir türlü ne yapacağına karar veremeyen ilginç bir Milli Eğitim Bakanı..
Diğer tarafta ise eğitim ve kültürü tahrip edilmiş, samimiyet ve insanlık duygusu istismar edilmiş, ekonomik kriz bataklığında yok olmaya başlamış, tüm bunların yanı sıra yaşadığı ve kaderine terk edildiği deprem, korona ve doğal afetler nedeniyle de ruhen çökmüş, şaşkına dönmüş ve bu yüzden de hükümetin bozuk pusulası nereye sürüklerse oraya savrulmuş zavallı bir millet..
Bu nasıl bir dünya, bu ne yaman çelişki, bu ne insafsız bir düzen.?
Sanki yaşananlar bir kabus..
Velhasılı kelam, yaşanan bu ve daha yüzlerce olay tam da Aziz Nesinlik trajikomik birer roman..
Dr. Vecdet Öz