Getting your Trinity Audio player ready...
|
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir’de de “çoklu baro” kurma girişimlerinin başladığını ancak siyasi baskı ne olursa olsun, yönlendirme nereden gelirse gelsin hiçbir avukatın buna teessür edeceğine inanmadığını söyledi. İkinci bir baronun kurulmasına ihtimal vermediğini belirten Yücel, çoklu baro tutmayınca baro seçimlerini karıştırmak için avukatların baskı altında tutulduğunu belirtti.
İZMİR’DE İKİNCİ BİR BARO KURULUR MU?
İzmir demokrasiye, Cumhuriyet değerlerine sonuna kadar sahip çıkan bir kent. Demokrasi karşıtı, baroları iktidara bağımlı kılacak davranışlara, avukatların ve baroların bağımsızlığını ortadan kaldıracak yaklaşımlara İzmir izin vermez. İzmir’in kente yansıyan ruhu aynı zamanda avukatlara da mevcuttur. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, avukatların bağımsız bir meslek olduğunu, emir ve talimatla yürütülemeyeceğini bilen insanlardır. Mesleklerine sonuna kadar sahip çıkarlar. Bu anlamda İzmir’de siyasi baskı ne olursa olsun, yönlendirme nereden gelirse gelsin hiçbir meslektaşımızın buna teessür edeceğine inanmıyorum. İzmir iktidar yalakası bir baroya asla izin vermez.
KAÇ KİŞİ TOPLAYABİLDİLER?
İktidar partisine yakın olan ya da iktidar partisinin siyasi görüşüne yakın olan meslektaşlarıma da soruyorum. Onların bile yaklaşımı şu: “Benim barom İzmir Barosu. Ben hiçbir yere gitmem. Ben baromla çalışmaktan memnunum.” Paralel baro bir ihtiyaç değildi. Bunun doğal olarak İzmir’deki çalışmaların neden sonuç vermediği, ikinci bir baronun TBB’nin bile İzmir için bir link açamadığını gösteren en önemli olgudur diye düşünüyorum.
PEKİ, ANKARA VE İSTANBUL?
Siyasi iktidar neredeyse hükümsüz kalacak bir kanun çıkardı ve bunu da yeni fark ediyor. 48 bin üyesi olan ve Türkiye’de en kalabalık avukata sahip İstanbul Barosu’nda henüz ekibi toplayabilmiş değiller. Şu an 1250 civarında bir rakam. Bu da avukatların uyandığını, yaşanan şeyin nasıl tehlikeler yaratacağını avukatlarda bir karşılık gösteren bir yaklaşım. Hep “AK Barolar yaratmak istiyorlar, iktidara yakın barolar yaratmak istiyorlar” demiştik. O zaman siyasi iktidar, yandaş medya bize şiddetle karşı çıkmıştı. Özellikle hareketi yürütenlerin kimliklerinden yola çıktığınızda ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Biz söyleseydik taraflı davranıyorsunuz diyebilirlerdi ama Ankara’da paralel baro için başvuru yapanlar daha sonra siyasi partinin genel başkanından gelişmeleri aktardıklarını ve emir ve talimat aldıklarını söylediler. Emir ve talimatla baro yürütülmez. O yüzden bunun bir karşılığı yok. Ankara’da 18 bin meslektaşımız var. Ankara’daki sayı 250-300. Toplumda ve avukat camiasında paralel baroların bir karşılığı yok çünkü doğru bir yaklaşım değil. Zaman bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Şimdi kamuda çalışan avukatlara baskı yapıyorlar. İşleriyle tehdit ediyorlar. Daha evvel bunu sendikalarla ilgili yaşadık. Aynı baskı bugün paralel baro için gündeme geliyor.
İkinci bir baro için 2 bin kişiyi bulamazlarsa, başka bir formül deneyebilirler mi?
Şu anda paralel baroyla ilgili net bir çalışmaları yok. Seçimlere müdahale konusunda tam gaz devam ediyorlar. Mevcut başkan adaylarının karşısına TBB’nin yeni aday çıkarması konusunda telefonlarla müdahale ettiğini, teşvik ettiğini, desteklediğini biliyoruz. Şu anki yönetimleri değiştirmek istiyorlar çünkü Barolar Birliği’nin bu yapısının süremeyeceğini, bunun için de “ne kadar değiştirsek kardır” anlayışıyla hareket ediyorlar.
KHK’LİLER ÖRNEĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olanlar avukatlar var” dedi. Katılıyor musunuz?
Hukukla ve mantıkla yaklaşımı olmayan bir söylemdir. Çünkü avukatlık kanununda avukatlığa giriş ve çıkmada kurallar belirlenmiştir. Bir mahkûmiyet söz konusu olursa, bu mahkûmiyet hangi suçtan olursa olsun 2 yıldan fazla ise o kişi avukatlık yapamaz. Bazı suçlarda mahkûmiyet 2 yıldan az olsa bile avukatlık yapması mümkün değil. Bütün bunlar varken kanunda böyle bir şeyi gündeme getirmek aynen KHK’lerde uyguladıkları gibi sebep, gerekçe, dayanak göstermeden bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan avukatları baskı altına almaktır. “Bizim istediğimiz gibi düşünmüyorsanız avukatlık yaptırmayız” demekten başka bir anlam taşımıyor. Tek tip avukatlık yaratılmaya çalışılıyor. Reddetmeyen, teslim olan bir avukatlık yaratılmaya çalışılıyor. Unuttukları bir şey var o da avukatlık mesleğinin tarihi, ruhu, tarihi buna izin vermez.
İzmir Barosu’na kayıtlı 9 bin 612 avukat bulunuyor. 2 bin imza toplamaları halinde en az 4 baro kurabilecek. Şu ana kadar yapılan resmi bir başvuru yok ancak eski AKP’li milletvekili avukat Ali Aşlık öncülüğünde çalışmalar yürütülüyor.