Düzen Devrimci Bir Partinin Önünde Engeldir

Getting your Trinity Audio player ready...

Türkiye’de siyasetin yozlaşması, çürümesi ve yaşanan olumsuzlukların nedeni, kanımca dünyaya sol pencereden bakan bir partinin olmayışındandır.

CHP ve HDP kendilerini solda konumlandırsa da sol düşünceyle uzaktan, yakından ilgileri yoktur.

CHP’yi bir tarafa koyalım. CHP ne kadar soldur tartışmayalım. CHP’nin Türkiyeyi kuran temel güç olduğunu söylemek onu tanımlamak için yeterlidir. Bu gerçekliğe göre CHP’yi isteyen istediği yere koyabilir…

HDP’ye gelince, kendisini hiçbir platformda düzen dışı olarak tanımlamadı. Aksine kendisini demokrasi mücadelesinin öncü güçlerinden biri olarak tarif etti. Demokrasi mücadelesi içinde ele aldığı başlıklar ise devletin kuruluş paradigmasına cepheden karşı oldu. Kürt meselesi ve diğer etnik kimliklerin özgürlüklerinin sağlanması, yönetimin yereller üzerinden yapılandırılması, ekolojik duyarlılığın öne alınması, eğitimin bilimsel, laik ve anadilde yürütülmesi, ekonominin serbest piyasa canavarının elinden kurtarılması ve insan odaklı örgütlenmesini savunan bir parti olarak tanımlayabiliriz…

HDP bu kadarıyla bile düzenin korkunç saldırılarına maruz kalıyor. Sadece Kürt meselesindeki tavrı HDP’nin linç edilmesi için yeterli oluyor.

Diğer taraftan HDP kendisini hiçbir zaman devrimci olarak görmedi. Böyle bir propaganda da yürütmedi. Tüm iyi niyetiyle devrimcilerin daha sağlam zeminde mücadele yürütecekleri zemini yaratmakla görevli olduğunun altını ısrarla çizdi. Düzen solu konumunda bir parti görünümünde oldu.

Şimdi asgari bir solcu tanımı yapmak isterim. Düzen içi ya da düzen dışı durumundan bağımsız olarak. Solcu olmak için; işçi sınıfı ve ezilenlerden yana olacaksın, enternasyonalist bir perspektifle dünyayı yorumlayacaksın, dünyanın neresinde olursa olsun bir mazlumun suratına atılan bir tokadı kendi suratına atılmış gibi hissedip tavır alacaksın…

Soruyorum size; mevcut CHP ve HDP bu tanıma uygun bir tutum alıyor mu?

Örneğin Kürt halkına yönelik bunca katliam ve saldırı varken tek bir ses çıkardılar mı?

Kürt illerinin yerle bir edildiği günlerde sokağa çıkıp bir tavır ortaya koydular mı?

Veya devrimci hareketlere yönelik baskı, işkence ve hukuk dışı saldırıları bir kez olsun protesto ettiklerini gören oldu mu? İnanın örnekleri listelemeye kalksak liste uzar da uzar…

Kısaca kendilerini solda konumlandıran CHP ve HDP sol ve sosyalist pati olmadığı gibi, devrimci bir parti de olmadılar, olamadılar. Bu parti örgütlerinde 68 ve 78 kuşağından pek çok devrimci, yurtsever arkadaşlarımız bulundu. Ama konsey örgütlenme modeli ile yapılanma nedeni ile her zaman önleri kesilerek pasif ize edildiler.

Bu arada değinmeden geçmeyeyim. Biz Lenin’in öğretisiyle büyüdük. Lenin bize devrimci bir partinin esas olarak düzenin sınırları dışında kurulabileceğini ve burjuva devlet aygıtını paramparça edip işçi sınıfı iktidarını ancak böyle kurabileceğini salık verdi.

Tüm varlığıyla burjuva hukuk sınırları içinde kurulan bir partinin devrimci olamayacağını Lenin’den biliyoruz.

HDP düzen içi sol içindeyken bile düzenin efendilerini fena halde rahatsız ediyor. Bu duruşunun bedelini de fazlasıyla ödüyor.

Peki “düzen dışı” olan gerçek bir devrimci sol partin kimleri rahatsız ediyor?

Ödediğiniz bedellerden bunu görebiliyoruz…

Exit mobile version