Getting your Trinity Audio player ready... |
Kapitalizmin sistem krizine bağlı olarak emperyalist savaşların yaygınlaştığı, dünya genelinde otoriterleşme eğiliminin yükseldiği, kitleleri derin bir huzursuzluk ve mutsuzluğa sürükleyen istikrarsız ve kaotik (kargaşa içinde olan) bir dönemden geçiyoruz. Kapitalizmin bu çürüme çağında, yoksul işçi-emekçi kitleler, yıkılmadığı sürece insanlığın başına daha nice belâlar saracak olan bu düzenin yoğunlaşan sömürü, baskı ve acımasızlığıyla karşı karşıya bulunuyorlar. Kapitalizm altında bu kara tabloyu pembe renklere boyayacak hiçbir mucize gerçekleşmeyecek! Dünyamızı ve insanlığı batağa sürükleyen bu çürümüş düzenden kurtuluşu mümkün kılacak yegâne yol, kitlelerin devrimci mücadelesidir.
Günümüzde çekilen acıların katmerleşerek büyümesinin başlıca nedeni, işçi-emekçi kitlelerin mücadeleyi yükseltebilecek bilinç ve örgütlülük düzeyinden henüz yoksun bulunmalarıdır. Fakat unutulmasın ki, dünya genelinde yakın gelecek için umutlu olmayı müjdeleyen yeni bir devinim yaşanıyor. Burjuva düzenin uzun süre genç kuşaklara enjekte ettiği “kapitalizmin ölümsüzlüğü” palavrası büyük çatırtılar eşliğinde çöküyor ve sistem krizinin yarattığı sarsıntıların içinden, işçi sınıfının ve emekçi kitlelerin genç kuşaklarının “kapitalizme ölüm” sloganları yükseliyor. Özetle günümüz dünyası, insanlığı gerici burjuva düzenlerin karanlığına sürükleyen gelişmelerin yanı sıra, aydınlık bir geleceği yaratacak olan mücadelenin yeşeren tohumları eşliğinde dönüyor. Türkiye, bugün dünya üzerinde olumsuzundan “örnek bir ülke” olarak öne çıkmış olsa da tarihin bu geçici parantezi er geç kapanacaktır.