|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Halkın iktidarını kuracağız demekle “halk iktidarı” kurulmaz. Halk iktidarını kurmanın yolu, başta emekçi işçi sınıfı olmak üzere, tüm sınıfların, demokratik kitle örgütlerinin, odaların, sendikaların örgütlenmesinin önü açılarak kendi temsilcilerini savunmak için siyasete etkin olmaları ile gerçekleşir.
Bu durum, günümüz siyasetinde ki liderlerin tek adam anlayışları ve anti demokratik uygulamaları ile gerçekleşmesinin mümkün olmadığı açıkça görülmektedir.
Bir parti, halkın iktidarını kuracaksa örgütlenme modelini gözden geçirmesi gerekir. Acil bir şekilde tepeden, tavana “konsey” örgütlenme modelini terk ederek, hücre örgütlenme modeline geçmek zorundadır.
Hücre örgütlenmeyi, işçi sınıfının, kır emekçilerinin, kent yoksulları ve işsizlerin her işyerinde, her işçi mahallesinde, sokaklarında ve sitelerde kendi aralarından seçtikleri temsilcilerin halkı örgütlemesi yeni iktidar aygıtları olmalarıdır.
Halk iktidarı, küçük bir mezhepçi azınlığın kendini kitleler yerine ikame etmesiyle kurulamaz. Halk iktidarı ancak tüm sosyal sınıfların aracılığıyla aşağıdan yukarıya örgütlenerek partilerde yer bulmasıyla olur. Bunun dışındaki kestirmeci, maceracı, tepeden inmeci, yaklaşımlarla her yol kaçınılmaz olarak kapitalizm iktidarıyla sonuçlanır. Marks’ın dediği gibi işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır.
Tüm iktisadi ve toplumsal yaşamın halkın elinde toplanacağı, halk iktidarı boyunca ülkenin zenginlik kaynakları azınlık bir kesimin kullanmasından alınarak, toplumun tüm kesimlerine eşit olarak dağıtılacaktır. Bu süreçte, eski iktidar sahibi sınıfların tüm direnci kırılacak, burjuvazinin tüm imtiyazları dağıtılacak, buna paralel olarak halk iktidarı, kendisini korumak için önlemlerini alacak.
Kapitalistlerin parlamentoları ve yargı organları dağıtılacak yerlerine demokratik konseyler ve emekçilerden oluşan jüriler getirilecektir. Burjuva devletin diğer kapitalist ülkelerle imzaladığı her türlü gizli emperyalist anlaşma iptal edilecek ve dünya kamuoyuna duyurulacaktır. Ekonomik ve sosyal hayatın kontrolü, yeni iktidarın öznesi olan halk kitlelerinin denetimine geçecektir.
Demokrasinin halkın ezici çoğunluğunu içine alacak şekilde genişlemesi, baskı için özel bir aygıta duyulan ihtiyacın ortadan kalkmasıyla uygunluk içinde olmasıyla Halk iktidarı anlayışı hâkim olabilir. Çoğunluğun yönetimine dayanan halk iktidarı için demokrasi olmazsa olmaz bir ilkedir. Lenin’in dediği gibi demokrasiyi sonuna kadar geliştirmek, bu gelişmenin biçimlerini araştırmak, onları pratiğin deneyinden geçirmek toplumsal devrim savaşımının temel görevlerinin başında gelir.
