Okula dönüş eşitsiz olmasın

Getting your Trinity Audio player ready...

 

Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) yeni raporuna göre Covid-19 salgını, tüm çocukların nitelikli eğitime erişiminin her koşulda sağlanması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Salgın öncesinde örgün eğitime erişemeyen çocuklar olduğu gibi, salgın sırasında da uzaktan eğitime erişemeyen çocuklar oldu.

Raporda, eğitimde teknoloji kullanımının artmasının fırsatlar kadar fırsat eşitsizliklerini de beraberinde getirdiği vurgulandı. ERG tarafından hazırlanan “Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitim Yönetişimi ve Finansmanı” dosyasındaki bazı tespitler ve öneriler şöyle:

– Okulöncesi (4-5 yaş) eğitimde brüt okullulaşma oranı hedefine ulaşılamadı.

– Okulöncesi eğitimin 5 yaşta bir yıl zorunlu hale getirilmesi hedefinin MEB 2019-2023 Stratejik Planı’nda yer almaması, MEB’in politika değişikliğine gittiğine işaret ediyor. Karar alma süreçlerinin şeffaf olması için bu değişikliğin gerekçesinin kamuoyuyla paylaşılması önemli.

– Örgün eğitime verilen aranın neden olacağı olumsuz etkileri kontrol altında tutmak çok önemli.

– Covid-19 salgını, eğitimin diğer alanları gibi ihtiyaç duyulan kaynakları da etkiledi. Eğitim için hanehalkının harcamalarına bağımlılığın artması, özellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı koşullardaki çocuklar için eğitimden ayrılma riskini artırıyor. Eğitim hizmetlerinin sağlanmasında nakit yardımlara olan bağımlılığı artırıyor.

DÜZENLEME ŞART

– Hanelerin yüzde 55.4’ü çocuğun özel ders ya da kursa devam etmesinin en önemli nedeni olarak “okuldaki eğitim yeterli olduğu halde sınava hazırlık amacıyla” seçeneğini seçerken yüzde 40.5’i ise “standart programlar yetersiz kaldığı için” özel derslere yöneldiklerini söylüyor.

– En yüksek gelirli yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamaları, en düşük gelirli yüzde 20’lik kesimden yaklaşık 32 kat fazla.

– Devlet okullarında bile velilerin sorun olarak eğitim masraflarını görmesi, eğitimdeki gizli maliyetlerin ayrıntılı bir şekilde izlenmesini gerektiriyor. Devlet dezavantajlı çocuklar için yeni düzenlemeler yapmalı.

– Yaz tatillerinde sınırlı imkânlara sahip olduğu için öğrenme kaybı yaşayan çocukların, uzaktan eğitim dönemini de benzer koşullarda geçirdiği söylenebilir. İmkan farklılıkları da eğitim finansmanı açısından değerlendirilmeli.

– Salgın sırasında oluşan ihtiyaçların karşılanması için eğitim harcamaları yapıldı. Okullar açıldığında ihtiyaçların neler olacağı ve eğitime erişimde dezavantajlı çocukların okula dönüşünde yaşanabilecek zorluklar bugünden tartışılmalı.

BAKANDAN 4 SENARYO

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların açılmasıyla ilgili 4 senaryo üzerinde çalıştıklarını ve “Seyreltilmiş eğitim modeli” uygulayabileceklerini kaydetti. Selçuk, katıldığı bir televizyon kanalında, “31 Ağustos’ta okulları açmaya hazırız” dedi.

4 senaryonun üzerinde çalıştıklarını bildiren Selçuk bunları şu şekilde açıkladı:

Birinci senaryo: Okullar açılıyor.

İkinci senaryo: Okulun tamamen kapalı olması. Biz sadece online çalışmaktan söz etmiyoruz. Her şeye hazırız.

Üçüncü senaryo: Bizim belirli günlerde okulları açıp, mesela diyorum pazartesi-salı günü okulları açtık. 1 sınıfın yarısı okula geldi. Çarşamba günü okulu temizledik perşembe-cuma sınıfın diğer yarısı geldi. Cumartesi de sınav grupları ayrıca geldiler. Pazar günü okulu temizledik, pazartesi günü devir daim tekrar başladı. Seyreltilmiş eğitim modeli uygulayabiliriz.

Dördüncü senaryo: Ola ki 3-5 ilde problem var. Türkiye’nin geri kalanında yok. O zaman o illere özel uygulama yapılır.

Exit mobile version